İnsan asil sanatkar gibi ince davranıp bunu bilimle birleştirmeli. İnsan bazen acunun sanatkarlığını gönlünde bulup kök olan o ruhu gök sırrında elde etmeye yaklaşır. O zaman sessizleşir cümle duyular. Ya da bir neşe sonrası sessizliktir bazen kim bilir. Esas sessizlik aşk ateşinin o coşkusunun içinden çıkmış o tefekkür okyanusudur. O coşkuyu da insanın kalbi üretir. Zihnin hayal aleminde veya düşünce aleminde bulduğu aşkları bilgi olarak zihnine ulaştırır işte bu anda..
Hayal dediğimiz doğru olmasa da duygusal zekadır. Tüm zekalara etkindir. Tabi bir insanın herhangi zeka biriminin üst düzeyde kullanılması hayal olan zeka biriminden en geniş şekilde geçer. Saçma diye düşünsek te güzel hayaller kuralım.. Çünkü insanın analitik zeka için ufuklarını en derin yapan hayallerdir. Çünkü analiz denilen şey belli ufuklar da sınırlanır ve eksik kalabilir. Ancak hayaller ufuklar ötesinde bilgi şeklinde yazılabilir. Yanlışlığı önemli değil.. Çünkü hayal günümüz sıradan bilgilerine göre içi daha derya bilimle doldurulabilecek bir hayali bilim denmese de gerçek bilimi doğurabilecek bilim görünümünde okyanuslarına sahiptir. Böyle hayal kuran birisi bilimsel alanda çalışırsa ve doğru yönlendirilirse nice bilimsel çalışmalara imza atabilecektir. Şöyle bir hayal kurun bir ışık gökyüzünde içinde nice özel ateş türleri bunlarında özel bir tekniği var gibi karmakarışık hayali oluşumlar özellikle ruhen mana itibariyle bulunabilirse bilim çok daha yetkin kılınacaktır. Maddesi olursa da öyle. Mana der iken her şeyde olan ruhu bulmak özellikle.. Hayali böyle de kurarak bilime ilime katılan maddi görüntülerin bu şekilde de bilime katkısını sağlar. Bunun yanında özel bir bakış açısını yine bilime sağlayabilir. Sanatkarlıkla , aşık gönül , irade ve bilimle insan bambaşka bir acunu yaşar…
Volga Ayhan
Öncelikle yazınız için teşekkür ederim, ben bir konuyu fazlasıyla merak ediyorum çok bilge kişiler olarak bildiğimiz kimseler ya yürürken (ki bu uzun ve yalnız yürüyüşler) ya da tefekkür ederken şekillendirmişler icatlarını, sanatlarını bu konuyu fazlasıyla merak ediyorum nasıl yapıyorlar, nelerden vazgeçiyorlar bende vatanıma katkı sağlamak isteyen birisi olarak bu yollardan geçmek istiyorum ama nereden başlayacağını bilemeyen bir gencim işte ararken buldum sizi umarım faydamız dokunur..
Birlikte düşünerek, bilgimizin yettiğince, bilenlerden öğrenerek, düşünerek yazılarımızı ve paylaşımlarımızı inşAllah sürdüreceğiz. Birlikte sonsuzlukta güzel izler bırakma hedefimizle kurduğumuz Bilgi Ağımıza verdiğiniz değer için sonsuz teşekkürler. Birlikte düşünelim, öğrenelim. Sağlıklı günler dilerim. İnşAllah ülkemizde her şey normale dönecek. Sağ olun. Var olun. Türklük Yolu’nda Yürüyüşlerimiz sürecek inşAllah. Bizim de nereden başlayacağımızı bilemediğimiz konular oluyor elbette. Ancak ümitsizliğe kapılmayalım. Birçok konuya işaret edebilecek bir başlangıç noktası olarak düşündüğüm; “Türklükle Başlayalım.” diyerek Türklüğün önemine ve aslında Türklükteki Öz’ün, hakîkâtindeki mânânın aslı ile başlamanın önemini yine ve yeniden vurgulamak isterim. İyi ki varsınız … Saygılarımla… izbilgi.com
Öncelikle size cevap veremdiğim için özür dilerim. Sorunuz için çok teşekkür ederim. Böyle Hakikatlere vakıf olmak isteyenler çok değerli insanlardır. Bu beni haylisiyle mutlu etti.. Eskiden bende hep böyle sorular sorardım. Hiçte cevap alamazdım. Bu da bende size zaten verek istediğim cevabı daha da yazma isteği kattı.. Geçmiş o anlarımı hatırladım.. taabi her şey yazılamaz. Kişisine daha uygun olan yazılmalı bence.. inşallah bu yazacaklarım size uygun olur
Bilgeler hayatın içinde yaşayıp tecrübelerle birlikte gönül ilinde yaşayanlardır. Onlar gönülleriyle birlikte ilim deryalarına ulaşanlardır. Kendini bilen Rabbini bilir ilkesiyle önce kendini bilmeye giden insanlar.. Bundan sonra tüm kainat ilmini bilecek kapıları derinlikleri hiç bir ilme sığmayacak şekilde elde ederler. Kendini bilmekten kasıt kainatı kendi esas gerçekliğini ve aşk ile edep ölçü kavramını bilmekten geçer. Bir anlamda.. Hayata geliş amacını sorgulamakta bilindiği gibi bir kaç basit felsefe değil.. Büyük bir fen ötesi maddi ve manevi dünya bilgisini açan bir deryadan sorgulamaktır. İnsanda kainatta ki her şey olduğuna göre kendini bilmekte kainatta ki her zerrede kendin için olanı ve insanlık için olanı bulmakla başlar. Halka hizmet Hakka hizmettir ilkesiyle.. Bu halkta kendinde varsın.. İnsanlığa hizmet için ne yapılması ne bilinmesi gerekir sorgulamak.. Gerek eşyadan gerek matematikten gerek felsefiyattan.. Kendini bilmenin sırrında Tevhidin sınırsız bilgiside vardır. O geçmiş bilgilerimizin hatırlanmasına da bir güç veren bir felsefi ve ötesi tahayyülsel hatta bir bilgi alanıdır. Burada bu bilgide diğer bilgilerden daha öznel bir oluşta vardır. Ancak kendini bilmenin her unsuru hatırlamaya giden bir yoldur. Allah kalem suresinde kaleme and olsun diyor. Tecrübeyle sabittir ki kalemle yazmak bilgisayarla yazmaktan aklı çok daha genişletiyor. Bana da zamanında bir büyüğüm şöyle nasihat etmişti.. Tek bir konu üzerine eğil demişti.. Sen tek bir fenni vs bir bilim alanı seçersen zamanı gelince onda ki tefekkürler ve araştırmaların sayesinde(ve sorgulamaların) belli bir hakikat açıklığına geleceksin. -Ancak Allah hoşnutluğu için olur bu ne yaparsan.- Bu kendini bilmeyle gelmiş olduğun durumda -kişisine göre değişir bu mesela bir yıl olur 3 yıl olur- İkinci bir ilime kendini verecek bir güce gelirsin. Zamanı gelince iki üç dört diye gittikçe ilerlersin.. Gezmenin tecrübe edinmenin tefekküre kendini bilmeye bir katkısı olarakta her gezdiğin yerin bir manevi açılımı var bir kodu enerjisi gezer iken gönülden olan incelemesel olarak tefekkürlerin tecrübelerin o zamandan ve mekandan bir ruhaniyet ve tefekkür açılımı katar insana.. Bu frekanslarla ve ötesinden onlara sığmayan Yaradandan insana yüklenir. Aynı şekilde insanlarında enerjisi onlarla olan paylaşımlarınla sevgi muhabbet ve gösterdiğin edep ve saygıyla onlardan başka tefekkür ufukları kazandırır. Anne babanın bir öenmi de insanlar enerjisel olarak ve ötesinde yaradılışta en yakın ölçüler anne babasındandır. Bu yakın ölçülerde onlarla olan ilişkinde daha büyük etkileşimler ve açılımlar olur gerek edepsel gerek ilmen tefekkür olarak.. İlim tefekkürün hayata geçenidir. Hayatı yaşarsan aynı zamanda ilimde yapmış olursun bir anlamda.. http://www.onaltiyildiz.com sitesini takip etmenizi taviye ederim. Size daha başka şeyler söylemek isterdim ancak..Bu diyebileceklerim bu şekilde bir yaşantıyı yaşayabilmekle daha iyi anlaşılır. Tefekkürde ilimdendir.. İlim yapmaktır ama başka boyutudur. Asıl ilim hayata aktarılandır.
Asıl bilge araştırmacı yazar Oktan Keleştir..