BAĞIMSIZ TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ
Bu yazıyı Türk’ün yarınları için kaleme alıyorum. Üçüncü bin yılın, yirmi birinci yüzyılın yeni bir yılına daha girdik. Dün gibi, yarın gibi bu yıl da demeliyim ki, bir Türk olarak savunduğum en milli düşünce tek çatı altında toplanmış bir Türk dünyası fikridir. Türk ülküsü yalnızca Anadolu Türklüğünü kapsamaz. Türkçülük, Doğu Türkistan’dan Batı Trakya’ya kadar, dünya üzerindeki tüm Türk yurt ve topluluklarının temel hak ve hürriyetlerine kavuşması için Türklük tarafından ortaya atılmış en kadim milli ideolojidir.
Şimdi Türk milletinin bu büyüklük ülküsünün bayrağını tutan biz Türkçülerin ilke haline getirmesi gereken bir kavram üzerinde düşüneceğiz. Kendisini Türk milliyetçisi, Turancı, Türkçü olarak gören her Türk çocuğu, iş başa düştüğünde Türklüğün öz kaynaklarına bağlı olarak herkesten bağımsız düşünebilmelidir. Türk milletinin fedakar evlatları olan şahsi menfaatini düşünmeyen gerçek Türkçüler, Türk dünyasının varlığı, birliği ve büyüklüğü için uğraş vermektedir. Yakın tarih göstermiştir ki yalnız doğru olanı savunmayı huy edinmiş Türk milliyetçileri dönme, sinme ve şaşırma ihtimali olan, yaşayan insanı kendisine lider görmemeli, kişilerin değil Türklük davasının bayrağını dalgaladırmalıdır. Bağımsız Türk milliyetçisi olmak demek oy kullanmamak gibi anlaşılmamalıdır. Oy kullanabiliriz ama asla tertemiz Türklük davasını herhangi bir kişiye veya partiye emanet edemeyiz. Türkçü oy kullanabilir ama asla partizan olamaz. Çünkü bugün Türkçü görünen bir parti veya topluluk yarın Türkçülüğe aykırı davranabilir. Bu daha önce olmuştur yine olabilir. Bizler Türk’üz ve Türkçüyüz, Türklüğün varlığı, birliği ve gayesi uğruna korkmadan, yılmadan herkese muhalefet edebiliriz, davamız her türlü siyasi partiden ve zümreden üstündür.
Ayrıca kişilerden ve zümrelerden bağımsız olan Türkçüler, millet menfaati için, zümrelere bağlı olan samimi Türkçü arkadaşları ile birlikte hareket edebilmelidir. Çünkü Türkçülerin amacı Türk birliğidir ve bunun için önce yeri ve zamanında bu amacı ilke edinmiş olan Türkçülerin birlikte hareket edebilmesi sağlanmalıdır. Türklüğün yararına olacak her mücadeleye ses ve destek olabilmeliyiz, bu yaratılış gayemizdir. Çünkü biz Türklüğe gönül verdik, kişilere veya topluluklara değil.
Türkçüler olarak bir işe girmek için, çevre edinmek için ya da yalnız olmaktan çekindiğimiz için değil, bir şevk veya dert ile milli hassasiyetlerimizi duyduğumuz için Türkçüyüz. Ki aksi asla düşünülemez. Çünkü Türkçünün yoldaşı yalnızlıktır. Tek başına dünya ile kavgaya tutuşmuş Türkçüyü, kalabalıkların arkasına sığınanlarla kimse kıyaslayamaz. Bizler, mayası bizde doğuştan var olan, ilköğretim sıralarında edindiğimiz bu davayı hangi kademeye gelirsek gelelim baş üstünde taşıyacağız.
Bugün, boynuna ip takıp sallandırsalar bile dik gidecek bizleri canımızdan bıktırmış olabilirler ama dünden aldığımız dersler bunları sabırla karşılamamızı sağlamaktadır. Bize benzeyen ama bizler gibi saf Türkçülük için mücadele etmeyenleri bizlerden ayrı göstermek için çabalarken, dünya iktidarlarına kafa tutarken çok iyi biliyoruz ki iktidarlara muhalif olmak demek karşısındaki herkesi desteklemek değildir. Bizim ile diğer muhalif düşünenler arasında ince bir fark var. Onlar haklı olarak kur yükseldi, enflasyon arttı diye iktidarları eleştirirken çözüm süreci gibi açılımlara ses çıkartmazlar. Biz ise yanlışın her yönlüsünü eleştiririz. Bu yüzden bütün dünyaya isyan ederken defalarca asi damgası yedik.
Ama hep bildik ki, kimseye baş eğmememiz isyankar olduğumuz için değil davamıza sadık olduğumuz içindir.
Dalkavuklaşan bir dünyada atalarımız gibi onurlu olsak da onlar kadar başarılı değiliz ne sisteme karşı ne de tarih sahnesinde. Artık Türk dünyasının birliğini oluşturmak için daha büyük adımlar atmanın vakti gelmiştir. Slogan atanlardan çokça farkımız vardır ve bunu artık harekete dökebilmeliyiz. Bugün dünya üzerinde Türk devletlerinin kendi iç bağımsızlıklarını koruyarak bir meclis çatısı altında birleşmesi halinde Türkler cihana tek bakış atacak ve kimseye eyvallahımız kalmayacaktır. Anadolu’da başarılı olan Türk’ün milli mücadelesi bütün Türkler kurtuluş gününü kutlayana dek sürecektir. Bu milletin bütün temiz çocukları için yenilmez, bükülmez, yıkılmaz bir Türk çağı açmanın zamanı gelmiştir. Sanatla, bilimle bütün ezberleri boza boza ülkümüze varmalıyız. Öyle bir nefes almalıyız ki bugün kenarda köşede duran teneke içinde tutsak olan bütün pırlantalar değerlensin.
Türkçülüğü partilere, derneklere, kişilere hayran olmak sananlara, hayatları boyunca millet için hiçbir çileye talip olmamışlara, sadece kendi canı yanınca sesi çıkanlara, dalkavukluğunu el işaretleri ile saklayanlara ve kendi çıkarları için susanlara inat dimdik yürüyeceğiz, konuşacağız, yazacağız, çalışacağız. Maddi olarak güçsüz doğrularımızla, güçlü haksızlıklara baş kaldırıyoruz. Duruş nedir bilmeyenler anlamaz bizi. Aşkımızı da nefretimizi de sonsuza dek yaşarız. Bu çizgi düşlerimiz kadar ihtişamlı ve belki de yalnız ömrümüz kadar uzundur.
Haydi Türk ellerinin üzerine yağan bu yağmurda ıslanmayı bırakalım. Turan adlı şemsiyeyi tutalım. Bu şemsiyenin altında Ergenekon’dan çıktığımız o kutlu günü hatırlayalım. Bu şemsiyenin altında, Tanrı Dağ’ında yaktığımız ateş, Türklüğü tutsak etmiş tüm dağları eritsin. Bu yağmurun vurduğu ayaz da bizi ısıtsın. Yaratan, tüm Türklere Türkçülüğün idrakine varmayı nasip etsin.
01/01/2022 – Adana
Türkmen Serkan CENGİZ