ÖZ’E UYANIŞ
Gerçekler o kadar çok ki, konular arttıkça, konuların gerçekleri özdeki hakikatlere çağırır elbet, çağıracak da, çağlar ötesinden bugüne, geleceğe ve tüm zamanlara… Çözülmeyi beklerken düğümler, bizler de gönüllerimizden yükselen sonsuzluk çağrılarını duymalıyız elbette… Öz Türk’ün Yaratılış Görevi ile perçinlenmiştir adeta… Varlığımızın özünde Türk Olan Bütün Varlıklar var. Onlar bizim için kapıları bir bir açacak anahtarlar niteliğinde… Türk Türklüğüne uyandıkça, iyilik yükselecek, bütün insan olanlarla birlikte, iyi olan her varlık uyanacak…
İyiyle, kötüyle, doğruyla, yanlışla kandırılıyor insanlık… Bizler gerçekleri gördükçe, zalimler planlarını uygulayamayacaklar. “Ataların Nefesi körmezlerin ensesinde, yanıyor… Geliyor, geliyor Türkler Geliyor… Uluyor, Uluyor, Kurtlar Uluyor…” ne güzel demiş Okyay Kağan (Oktan KELEŞ) Türkler Geliyor bestesinde… Kurtların Uluyuşu’nda bir çağrı yok mu sizce de? Ötelere, öze, aslında gerçeğe… Tulpar yükselir, kanatlarını açar sonsuzluğa… Bürküt uçar tüm zarafetiyle… Pars haykırır, mücadelede… Duymaz mısın Ey İnsanlık!
Tarih boyu Tanrı Kavramı’nı yanlış anlatan zalimler, bugün bile Tanrı Kavramı’nı kötüye kullanmaya devam ediyorlar. Sonsuzlukların Üzerinde, Sonsuz Ulu Bir’i örtmek için çalışmaktalar zalimler. Bizler her kavramın aslını, özünü görmeye çalışırken yaptığımız gibi, Tanrı Kavramı’nın Özü’nü de görmeye çalışmalıyız… Çağrı’ya kulak verip, Türk Ataları duymalıyız. Türk Töresi Bilinci’yle…
Küreselleşme / Yeni Dünya Düzeni gibi isimlerle tüm Dünya Ulusları’na dayatılan Dijital Kölelik Sistemi’ni bizlere dayatanlar, hastalıklarla, sıvılarla, maskelerle, hücre yapısını bozan müziklerle, frekanslarla, havaya püskürttükleri zehirli gazlarla kapatmaya çalışıyorlar özün algısını… Küreyi ısıtıp, küresel ısınma var diyenler… GDO ile tarımı bozup, hatta yakarak yapay etlere yönlendirenler… Hastalık Örgütleri’ni Sağlık Örgütü diye getirip ülkelerin içine fitne sokanlar… İblis’in sistemi ile dört bir yanımızı sarmaya çalışıyorlar. Bilgisayarlar ne kadar dijitalleşiyorsa dijitalleşsin, onların zehirli hedefi ; insanları dijititalleştirmek. ÖZ’den Saptırmak… Kurtuluş; Türklüğün Gücü’nü toplayıp mücadele etmesinde. İnsanlığın ve tüm iyi varlığın kurtuluşu buna bağlı, Türklük Bilinci ile ÖZ’E DÖNÜŞ’e.
Sözde Tanrılara, Sözde bizi bize Tanrıcılık oynatanlara, Sözde Salgınlara, Sözde Sıvılara, Sözde İlaçlara inanmadan, dosdoğru gerçeği görüp söyleyenlerden olursak, az da olsa katkımız olur deyip yola revan olursak… Korkmadan yürürsek ileriyle… Böylelikle Ulus Devletleri’nin kapatılmasını önleyebileceğiz! Tanrı’nın Planı gerçekleşecek ve Zalimlerin Planı yıkılacaktır. Doğamıza güvenelim, bağışıklığımızı ve ruhsal sağlığımızı yüksek tutmaya çalışalım… Hayat Enerjimizi yüksek tutmaya çalışalım… KORKMA‘dan…
Sağı – Solu, duru durağı yok Türk Varlıkçılığı’nın… Bütün Türk Ülkeler ‘in Tam Bağımsızlığı, birlikte yükselinceye kadar… Hakkın, hukukun, Atatürk İlkeleri’nin tam olarak uygulandığı Tengri Düzeni’ne kadar, vazgeçmeyeceğiz!
Tanrı’nın Ordusu bizde, Tanrı’nın Ordusu biziz… Bilinci’yle ! Aşılmayacak sorun, aşılmayacak zaman, aşılmayacak uzay yoktur… Tanrı’dan Oluş Bilinci budur, Türklüktedir…
Öz doğdu gönlüme, Tengri’nin Güneşi, Tengri’nin Ay’ı… Söz çağırdı ötelere, Tengri’nin Lütfu, Tengri’nin Muradı… Sözümüz var Tengri’ye… Bir Sonsuz’dan Sonsuz Bir’e… Süregeldikçe Dönence…
Mustafa Kemal İZGİ