Türk çocuğu ecdadını ( Atasını ) tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır”
Osmanlı devletinin başında dağılma ve çöküş döneminin en ileride gelen hükümdarı Sultan Abdülaziz bulunmaktaydı. Sultan Abdülaziz ileri görüşlü, tedbirli ve büyük bir askeri dehaya sahipti. Bunun en büyük ispatı ise ileride çıkacak Osmanlı-Rus savaşını yıllar öncesinden tahmin ederek Osmanlı Ordusunu modern silahlarla donatıp sıkı ve disiplinli eğitimlere maruz bırakmıştır.
O vakitlerde Dünyada kabul edilen en güçlü 2. Ordu Osmanlı ordusuydu. İngiltere’de o dönemler Martini Henry adlı bir tüfek üretilmişti. O dönem Dünyadaki en etkili tüfeklerin etkili menzili 200 metre iken Martini Henry tüfeğinin etkili menzili 500 metreye kadar çıkabiliyordu. Sultan Abdülaziz bu tüfeğin Ruslara karşı edilecek olan harpte çok işe yarayacağını düşünerek İngiltereye tek kuruş ödemeden yardım kampanyalarıyla bu tüfekten 1000 adet sipariş etmiştir. Bu tüfekleri tophaneye vererek bozulmasını ve incelenip aynısının üretilmesi emrini verdi. Dediği gibi olmuş ve bu tüfek çoğaltılarak askerlere dağıtılmıştı. Bu tüfeğe türkçede “Aynalı Martin ” ismi verilmiştir.
Sultan Abdülaziz savaş için hazırlık yaparken içeride hainler durmuyor Sultana çeşitli entrikalar düzenliyor yıldırmaya çalışıyor ve oyalıyorlardı. En nihayetinde Mithat Paşa ve Avanesi 30 Mayıs 1876 tarihinde Sultana darbe yapmış daha sonra ise intihar süsü verilerek bilekleri kesilerek şehit edilmiştir.
Mithat Paşa ve Darbeciler Cumhuriyet Rejimini getirmek istiyor bunun için ise her yola başvuruyorlardı ihanete bile. Sultanını yitirmiş devlet kırılma noktasına gelmiş rüzgar Rusların tarafından esmeye başlamıştı. Başa ilk başta V.Murat geçsede aklı melekeleri yerinde olmadığı gerekçesiyle tahttan indirilmiş Yerine zekice bir hamle yapıp Mithat Paşaya meşrutiyet sözü veren 2.Abdülhamit geçmiştir. Abdülhamit meşrutiyeti ilan ederek darbecilerin suyuna gitmekteydi. Mithat Paşa ve Avanesi Ruslarla harp etme düşüncesinde idi, lakin tahta yeni geçen Toy fakat zeki bir Hükümdar olan 2.Abdülhamit savaş yanlısı değildi.
Orduda çatlak sesler yükseliyor zamanın en güçlü orduları arasında yer alan Osmanlı Ordusunda Cumhuriyetçiler ve Padişah yanlıları arasında uyuşmazlıklar baş göstermiş ve ordu yıpranmıştı. Bu şartlar altında Mithat Paşa devleti savaşa sürüklemek için kışkırtmalarını devem ettirmiş nihayetinde Ruslar 24 Nisan 1877 Günü harp ilan etmişdir.
Osmanlı savunma savaşı yapacaktı Ruslar ise ordularının büyük kısmını balkanlara sürmüş küçük bir kısmıda kafkaslara göndermiştir. Ruslar balkanlarda panslavizm idealleri için slav ırklarını Osmanlıya kışkırtmıştır. Bunun yanı sıra İstanbul’u ve sıcak denizlere kavuşma gayeleride vardı. Ruslar tüm hazırlıklardan sonra taarruza geçmiş bulgaristan’daki slavlara ulaşmak ve İstanbul Sofya arasındaki ray hattını ele geçirmek için Tırnova ve Şıpkayı ele geçirmişlerdi. Daha sonra gelen destek kuvvetle buralar tekrardan ele geçirilmiş olsa da İstanbuldaki Komutada iki başlılık yükseliyor Her cepheye Farklı talimatlar veriliyordu.
Büyük bir kahramanlık gösteren Osman Paşa Vidin’de Rusları mağlup edip Plevne’ye ilerlemişti. Osman Paşa Plevneyi savunmaya hazırlamış mevziler tahkim etmişti. Elinde 40 tabur kadar asker bulunuyordu. İlk defa Plevneyi almak amaçlı Ruslar 20 temmuzda taarruza geçmişler fakat karşısında yiğit ve şehadet için yola çıkmış bir ordu olduğundan habersizlerdi. Rusların ilk taarruzu büyük bir hüsrana uğramış Osman Paşa Ruslara ilk Osmanlı tokadını vurmuş Tokatın sesi avrupa ve moskova’yı sallamıştı.
Rus kuvvetleri 30 temmuzda 30 yaya taburu, 30 süvari bölüğü ve 186 top ile yine taarruz ettiler ve Türklerin cesaretine ve kabiliyetine yeniden şahit olarak geri çekildiler. Osman Paşa bu geri çekilmeyi bir taarruz ile karşılık vermek istesede İstanbuldaki Paşalar buna izin vermemiş ve savaşın seyrini Nihai zafere giderken bilinçsizce engellemişlerdir. Ruslar Romanya’nın 60 bin kişilik kuvvetiyle birleşerek 100 bin asker ve 450 top ile yeniden taarruza gelmişlerdi. Osman Paşa ise civar illerden asker ve erzak tedarik ederek Sayıları 25 bin kadar askere ve 70 topa mevcuttu. Osman Paşa Uzunca bir süre daha savunma yapabilecek konum aldı. Bu taarruza bu sefer Rus çarı ve Romanya prensi nezaret edeceklerdi. Ruslar 3. kez taarruza geçseler de Şanlı Türk askeri geçit vermiyor can siperhane mücadele ediyordu. Rus komutanlar bu mücadeleyi gözleri yaşları seyrediyordu. Osman Paşa ve neferleri eman vermemiş Rusları bir kez daha alaşağı etmişti.
Osman Paşa Rusların yine saldıracaklarını tahmin ederek Sofya hattına çekilerek diğer cepheler ile iletişim kurup birlikte hareket etmeyi istiyor fakat basiretsiz paşalar savaşı kilometrelerce öteden yönetiyor ve Osman Paşaya Plevne’den çıkmaması gerektiğini söylüyordu. Ruslar taarruz ile sonuç alamayacaklarını anlayıp kuşatma harekatına başlamış ve Plevneyi kıskaca almıştır. Osman paşa çaresizce ölmektense bir yarma harekatıyla Rusları geçebilme ümidiyle taarruza geçmişse de Rusların korkaklıklarının bir gereği olarak yığdıkları yüz binlerce askeri geçememiştir. Osman Paşa savaşın seyrini değiştirememiş olsa da Türk Ordusunun şerefini ve namını yerlere düşürmemiş, Tuna Nehri kıyılarında büyük bir kahramanlık göstermiştir.
#Plevne – #GaziOsmanPaşa – #TürkTarihi – #Türkçülük – #Barışcan #izbilgi – #İzgi Bilgi Ağı
Yiğitler kan döker, bayrak solmaya. Anadolu başlar, vatan olmaya… Kızılelma’ya hey… Kızılelma’ya!!!!
Kardeşim yüreğine sağlık bizleri aydınlattın, seni seviyoruz
Kardeşim süpersin.Çok güzel yazmişsin
Eline yüreğine sağlık kardeşim
Sayende yks de bu konu ile ilgili bir şey çıkarsa yapabilirim. Bilgilendirici bir yazı olmuş.
Emeğine sağlık kardeşim çok güzel olmuş
Harikasın kardeşim Eline emeğine sağlık çok güzel yazmışsın
Güzel anlatmışsın kardeşim eline sağlık.
Döktürmüşsün yine Aliye-ül Barış gardaşım.