SOSYAL MEDYA VE GELENEKSEL MEDYA
Sosyal Medya hayatımızı olumlu veya olumsuz olarak etkiledi ve büyük çaplı değişimlere sebep oldu.
Geleneksel Medya’da, televizyon ve radyoda izleyici etkileşimi sadece telefonla veya sms’le yapılabiliyordu. Gazetelerde ise etkileşime dair çok az olanak vardı. Örneğin; Okuyucu yorumları gibi etkileşimli bölümler olabiliyordu. Ancak Sosyal Medya’da etkileşim çok yüksek boyutlara ulaştı ve Geleneksel Medya’daki etkileşimi kat kat aştı.
Sosyal Medya’da, televizyon ve radyodaki gibi belli saatlerde, belli programları izlemek / dinlemek gibi bir seçenek yerine, kullanıcılara farklı sosyal ağlar üzerinden etkileşerek istedikleri programı, istedikleri saatlerde izleme / dinleme imkânı sağladı.
Geleneksel Medya’da insanlar kendilerini gösterebilmelerine, yeteneklerine göre çok nadir olarak ünlü, tanınmış olabiliyorlardı. Ancak Sosyal Medya’da ortaya çıkan “fenomen” kavramı, kullanıcıların kendini göstermekle kalmayıp kendini gösterenlerin ilerisine ulaşabilmelerini mümkün kılmıştır.
Sosyal Medya teknolojinin içerisinde, oldukça interaktif bir rol aldı. Teknolojiyi daha verimli bir şekilde, bilgiye kolayca ulaşabildiğimiz bilgi ağları içerisinde, daha iyi anlamamızı sağladı. Bize bilgiyi paylaşma, çoğaltma, daha nüfuzlu olarak yayma imkânı tanıdı.
Güncel yaşamda insanların çoğunun sosyal medyanın cazibesine ve faydalarına kapılarak, doğadan, doğal hayattan uzaklaşmasına neden oldu. Bu sosyal medyanın olumsuz bir yönü olarak düşünülebilir. Burada sadece sosyal medyanın değil, teknolojinin hızlı gelişmesinin de oluşturduğu bir pay var. Yine de sosyal medyayı bilinçli kullanan insanlarımız da var. Doğaya, radyasyondan uzak kalmaya da zaman ayıranlar, sosyal medyanın bu olumsuz yönlerinden etkilenmiyorlar.
Bilgi Ağlarının değeri, önemi gerçekten çok büyük ve onlardan daha etkileşimli olarak faydalanmamızı sağlayan Sosyal Medya bu anlamda, hayatımızda çok önemli bir yer tutuyor. Bilginin olumlusu da, olumsuzu da var bu nedenle Sosyal Medya üzerinde, olumlu davranışlar sergileyenler olmakla birlikte, maalesef olumsuz davranışlarda bulunanlar da var.
Sosyal Medya’ya farklı düşüncelere saygılı olmak gerektiğinin bilinciyle yaklaşmalı, insanlığa ve insanlığın içindeki iyi niyetli toplumlara, fikirlere, düşüncelere yıkıcı olarak zarar vermeye çalışan zararlı fikir ve davranışlardan da her zaman uzak durmaya çalışmalıyız. İyi niyetli olumlu ve olumsuz eleştirilere her zaman açık olmalıyız.
Geleneksel Medya’ya uzak gibi düşünülecek bir örnek; Kızılderili Türkleri bilgiyi dumanla iletirlerdi. Dumanı gören varsa, iletiyi alırdı.
Ya da bir bilgiyi ulaştırmak için aylarca yol gidip de alıcıya ulaşmak da vardı, ulaşamadan yitip gitmek de. Sümer Türkleri’nde yazı biliniyordu.
Uygur Türkleri ise Tarım Medeniyeti’ni başlattılar. Türklerde Bilgi Çağı’nın izleri de vardı. İlk ve en önemli amacı insanlığa, sevgiyi, barışı, ayrımcı olmamayı anlatan Türkler, her daim bilginin peşinde olmuşlardır, insanlıkla, canlı cansız bütün iyi niyetli ve saygılı varlıklarla paylaşmışlardır bilgiyi de , bütün doğruları da… Türklükteki anlam, insanlığı, barışı, Evrensel Değerleri, bilgiyi anlama çabasıydı aslında.
Sosyal Medya, Teknolojiyle birlikte düşünmenin boyutlarını daha da açtı, Evrensel farkındalıklar da yayıldı. İnsanlar özgürce düşüncelerini paylaşabildiler. O çağlarda bilgiye, etrafımızda ne kadar bilgi varsa, neyin bilgisi bize yakınsa o kadar ulaşabiliyorduk. Şimdi bütün uzaklıklar bize yaklaştı. Yine de Sosyal Medya’da da pencereyi nereden açtığımıza bağlı, hangi bilgiye odaklanırsak, onu araştırırız, artık etrafında bize ulaşanlar da odaklandığımız bilgilerin etrafındaki bilgiler olacaktır. Tarihi geçmişimizi araştıracağız ki, bugünün ve geleceğin bilgilerini daha iyi algılayabilelim ve geleceğe ışık tutabilelim.
Saygı ve Sevgilerimle…
Mustafa Kemâl İZGİ