Ufkun genişlemesi için , kabul etmediğimiz düşüncelere sahip olan insanların, düşünürlerin, filozofların da yazdıklarına bakmak gerekir, inanmasak da, sadece bakmak gerekir. Tengri’nin Yolu’nda olan, iyi niyetli filozoflar, bilgeler de çok var tabi ki. Tabiri caizse, her felsefe zaten Allah’ın yarattığı güzellikleri sorgulamaya dayalı. İradeyi Allah bize vermiş, öyleyse elbette Allah yolundan çıkmadan, ancak sorgulamaktan da vazgeçmeden felsefe yapmalıyız. Tengri derken yine aynı tek olan yaratıcıdan bahsediyorum. Yanlış anlamayınız. Sorgulamak çok önemli. Allah emirlerini bile, kullarının ” neden?, nasıl?, en ince ayrıntıları neler olabilir? ” gibi soruları sorarak uygulanmasını istiyor. Ancak tabi biz ne kadar bilsek de, zerre kadar bilgiden öteye gidemeyiz. Çünkü bilgi deryası sonsuzdur. Buna rağmen sorgulamaktan, düşünmekten, ayrıntıyı merak etmekten kaçınmamalıyız. Allah bunları bizden istiyorsa, şunları istemiyorsa, onların nedenine, nasılına bakmamızı da istiyor. Yarattığı Kainat’taki ilimlerin, bilimlerin, felsefelerin öğrenilmesini istiyor Allah. Ancak Allah’ın Son Kitap olan Kur’an’ı temel teyit noktamızdır. Kur’anla çelişeni doğru kabul edemeyiz. Oku emri sadece Kuran okunsun anlamında değil. Kainat, Tabiat , uzay da okunmalı, okunabildiği kadarıyla.
Her şey sonsuz UZ-AY ‘ın içinde, bütün Kainat. Okumanın boyutu, sınırı olmamalı, Allah’ın ( Yani Tengri’nin ) Kuralları’na uygunsa, iyi nitetli ise okunabilirdir her bilgi.
Bir ağaca bakarken, bir meyveyi yerken, bir çiçeği koklarken, bir yazıyı yazarken, bir konuyu düşünürken bile okuma eyleminin farklı bir anlamını da gerçekleştirmiş oluruz aslında.
Mustafa Kemâl İZGİ